İstanbul, coğrafi ve dini/kültürel konumu ile tabiat güzelliği bakımından binlerce yıl öncesinde dahi farklı milletlerin sahip olmayı arzu ettiği ve sahip olmak için çaba sarf ettiği bir şehirdir.
Müslümanlar, Hz. Peygamber’in “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, fetheden ordu ne güzel ordudur” (İbn Hanbel, IV, 335) hadisini işittikleri günden itibaren, bu müjdeye nail olabilmek için hareket etmişlerdir.
Nihayetinde Fatih Sultan Mehmet Han'a müyesser olan fetih-i mübin ile bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmış, köklü medeniyetimiz insanlık tarihine damgasını vurmuştur. Fetih ile sadece şehir değil, gönüller de fethedilmiştir.
Bu vesileyle, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) meth-ü senasına hem şahsı hem de aziz milletimiz adına nail olan Fatih Sultan Mehmet Han, onu yetiştiren hoca Akşemsettin ve nicedir İstanbul'umuzun misafiri ve manevi bekçisi Ebu Eyyüb El-Ensari hazretlerinin şahsında şühedaya ve cümle geçmişlerimize Allah'tan rahmet, ber-hayat olanlara şühedanın emanetine sadakat diliyoruz.