27.06.2023

KURBAN BAYRAMI VE KURBAN İBADETİ      

Müslümanlar olarak coşku ve sevinçle kutladığımız mübarek günlerimizin başında dini bayramlarımız gelir. Bunlardan biri de kulluğumuzun sadakatini, inancımızın samimiyetini yansıtan, dayanışma ve kardeşliliğimizi tesis eden  İslam Kurban ibadetimizi yerine getirdiğimiz Kurban Bayramıdır.
İnancımıza göre Hazreti İbrahim’in oğlu İsmail’i Allah için kurban etmek istemesi ve Allah’ın da onun bu samimiyetine binaen gönderdiği Koç’un kurban edilmesi ile ortaya çıkan ve hac ibadeti ile bir arada ifa edilen ve kutlanan Kurban Bayramıdır. Arapçada idü’l-adha şeklinde adlandırılan Kurban bayramı hicretin ikinci yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır.

Hicri takvimin son ayı olan Zilhicce’nin onunda başlayan ve dört gün devam eden Kurban Bayramı bu günlerde kurban kesildiği için bu adla anılmıştır.
Hac ibadeti hicretin dokuzuncu yılında farz kılınmakla birlikte kurban kesilmesi ve Kurban Bayramı namazı hicretin ikinci yılında teşrii kılınmıştır.
Kurban Bayramı Hazreti İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etmek istemesi, İsmail’in de buna razı olması nihayet Allah’a karşı gösterilen büyük sadakatin karşılığı olarak hayvan kurban edilmesinin hatırasını taşımakta ve müminler bu günlerde kurban kesmek suretiyle bu iki Peygamberin Allah’a karşı verdikleri başarılı imtihanının sevincini yaşamaktadırlar.
Özellikle hacca gidenler ifa ettikleri hac ibadeti sırasında bu hatıraları diğerleriyle de takviye ederek Kurban Bayramı’nın sevincini daha büyük bir heyecanla tadarlar. Ayrıca bu bayram İslam toplumunun eski dönemlerin izlerinden arınması ve müstakil bir kimliğe bürünmesinde de rol oynadığını söylemek gerekir. Nitekim Medine’ye hicret ettikten sonra buradaki sakinlerin İran’dan alınma Nevruz ve Mihrican bayramlarını kutladıklarını gören Hz. Peygamber: 

“Allah sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle, Kurban ve Ramazan Bayramı’yla değiştirmiştir.” mealindeki hadisi ile İran menşeli bu iki bayramın kutlanmasını yasaklamıştır.
“Bu  bayram günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır” mealindeki hadise dayanarak Kurban Bayramının bayram namazının kılınmasıyla başladığını söylemek mümkündür. Bununla birlikte Kurban Bayramı’na ait arefe gününün ayrı bir fazileti vardır. Çünkü haccın en önemli rüknünü oluşturan vakfe bugünde yapılmaktadır. Bir hadiste de bayram gecelerini ihya etmenin ayrı bir fazileti olduğu ifade edilir.
Kurban Bayramı’nda namazdan sonra ayrıca şartlarına sahip olan kimseler tarafından kurban kesilir. Müslümanlar bu günlerde birbirini ziyaret eder, bayramlaşır, yer, içer ve meşru bir şekilde eğlenerek günlerini neşe ile geçirmeye çalışırlar. 
Hz. Peygamber: “Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir.” buyurmuştur. 

Bu sebeple Ramazan Bayramı’nın ilk günü ve Kurban Bayramı’nda dört gün oruç tutmak Hanefilere göre tahrimen mekruh, Şafii ve Hambelilere göre haram kabul edilmiştir.
Bayramlara önceden hazırlanılması, bugünlerde temiz ve güzel elbiselerin giyilmesi, gusül edilmesi, dişlerin fırçalanması, güzel kokular sürülmesi, güler yüzlü olunması menduptur. Kurban Bayramı’nda farz namazlardan sonra teşrik tekbirleri getirilmesi Hanefilere göre vacip, Hanbeli ve Şafilere göre sünnet, Malikilere göre ise menduptur.
Bayram günlerinde İslami ölçüler içinde eğlenilmesi ve bazı oyunların oynanması caizdir. Bayram namazı; güneşin doğması ve bir miktar yükselip kerahat vaktinin çıkmasından sonra cemaatle kılınan ve zeval vaktinin girmesine kadar eda edilir. Ezan okunmadan ve kamet getirilmeden kılınan bayram namazı cuma namazı gibi iki rekâttır. Fakat diğer namazlardan daha fazla tek- birleri vardır. Bu tekbirlerin yeri ve sayısı mezheplere göre değişmektedir. Hanefilere göre ilk rekâtta Sübhaneke’den sonra ikinci rekâtta rukua varmadan önce üçer defa namaza başlarken olduğu gibi eller kaldırılarak tekbir alınır.

Sonuç olarak bayramlar inancımızın ve kültürümüzün önemli değerlerinden olup, tüm yönleriyle birlik ve beraberliğimizin yapı taşlarındandır. Müslümanlar olarak dini bayramlarımızı coşkuyla kutlamaktayız. Bu coşkulu kutlamaların gelecek nesillere de aktarılabilmesi için hepimizin üzerine düşen sorumluluklarımızın hakkını vermemiz, bayram değerlerimizin ve geleneklerimizin yaşatılması, çocuklarımızın bu zevki tatması önem arz etmektedir.
Bayramlarda kırgınlıklarımızı unutup birbirimizle görüştükten sonra yeni kırgınlıklara yol açmamaya çalışmamız gerekir. Yine bayramlarda kimsesizlerin de gönüllerini almalı ve onların gönüllerini hoş tutmaya çalışmalıyız. Müslümanlar olarak bizlerin kendimize yabancılaşmamamız için bayramlarımız başta olmak üzere tüm değerlerimize, geleneklerimize sahip çıkıp yaşatmalıyız. Tüm kardeşlerimin mübarek Kurban Bayramını tebrik eder,  birlik beraberliğimize ve kardeşliğimize vesile olmasını  Yüce Allahtan niyaz ederim.  Hayırlı bayramlar dilerim.

Mustafa BAYTAR/Çankaya Müftüsü