31.08.2016

TANITIM VE TARİHÇE

Şen, Canlı İnsanların Yurdu anlamına gelen Sincan, İpek Yolu’na yakın oluşundan ötürü tarihi çağlarda önem kazanmıştır. Asya’da da aynı ismi taşıyan bazı yerleşim alanları bulunmaktadır. Tarihi bakımdan Sincan’la ilgili birçok araştırma yapılmış ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından bu çalışmalara daha ağırlık verilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda Türkiye tarihinin aydınlatılması çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Bu çalışmalara arkeolojik konular sonunda elde edilen buluntulara göre Ankara’nın öncesi ve tarihi devirleri paleolitik devirden başlamaktadır. Daha önce yapılan bu araştırmalarla beraber, Kültür Bakanlığı Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları Sincan ve köylerinde yaptıkları yüzeysel araştırmalarda buradaki ilk yerleşimin M.Ö.5500 yılına Kalkolitik döneme kadar gittiğini tespit etmişlerdir.


Ankara şehrini, Galatlar günümüzden 3000 yıl önce kurmuş ve buraya “Yol Kesen” anlamındaki “Ankyra” adını vermişlerdir. Daha sonra Galatlar Roma İmparatorluğuna bağlanmışlardır. Roma İmparatorluğu M.S. 395 yılında doğu ve batı olarak ikiye ayrılır. İmparatorluğun doğuda kalan kısmına Bizans denir. Bu zamandan sonra Ankara Bizans İmparatorluğu sınırları içerisindedir.


Ankara ve çevresindeki höyüklerde yapılan kazıların hemen hemen hepsinde Roma ve Bizans dönemi eserlerine rastlanmıştır. Yine bu dönemin en önemli eserlerinden bazıları Augustos Tapınağı, Çankırı kapıdaki Roma hamamı, Julionus Sütunu, Direkli Yol, Eti yokuşundaki Bizans Şatosu vb. dir. Genç Roma ve Erken Bizans dönemi eserleri ise, Sincan’da kaya yerleşimleri olarak ortaya çıkar. Esenler köyünde aslan heykeli, üzüm tekneleri, İncilik köyünde bulunan küp ve sütunlar ile Saraycık köyündeki aslan heykeli, Yenikent Kesiktaştaki kaya oluşumu mezar ve mağaralar bu dönem eserlerindendir. Sincan ve köyleri Osmanlı döneminde küçük tipik Anadolu köyleridir. Dolayısıyla günümüze kadar ulaşabilecek mimari ve sanat değeri olan eserler çok fazla değildir. Sincan ve köylerine ait tarihi bilgileri, eski eserlerden çok yazılı kaynaklardan; Osmanlı kronikleri, tahrir defterleri, evkaf defterleri gibi arşiv defterlerinden elde edilmiştir. Sincan ve çevresi çok eski bir yerleşim yeri olup M.Ö 5500’lü yıllardan günümüze pek çok medeniyetin yaşadığı mekânlardan biri olmuştur.


26 Haziran 1926 yılında yürürlüğe giren 404 sayılı kanunla Polatlı ilçesi kurulmuştur. Zir Köyü ise bucak yapılmıştır. Ankara merkez kazasına bağlı Zir Nahiye’sinin 1927’de 5 mahallesi ve 60 köyü vardır. Sözü edilen bu dönemlerde Sincan Zir Nahiye’sinin bir köyüdür. Daha sonra Etimesgut 1928’de bucak olunca Sincan Köyü Etimesgut’a bağlandı. Türkiye Cumhuriyetinin yeni kurulduğu bu yıllarda, Sincan 18 hanelik küçük bir köy iken Atatürk’ün önerileri ile yurt dışından gelen vatandaşlarımızın buraya yerleştirilmiştir.

Sincan’ın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 17. yüzyıl arşiv kayıtlarında Sincan Köyü’nün adına rastlanmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında 28 hane ve mescitten oluşan bir köy iken Atatürk’ün önerileri ile yurtdışından gelen (Romanya ve Bulgaristan) göçmenlerle, 1950 yılında nüfusu 1258’e ulaşmıştır. Atatürk’ün emriyle Sincan’a 100 hanelik Romanya Köseabdi’den göçmenler getirilmiştir. Bunlar Sincan’a gelirken lale soğanları ile birlikte gelmişlerdir. Bu nedenle de Sincan denildiğinde öncelikle akla lale ve lale bahçeleri gelmektedir. Soydaşlarımızın buraya yerleştirilmeleri ile tipik bir göçmen köyü görünümünü alan Sincan, İstanbul - Ankara tren yolu ile Ankara - Beypazarı – Ayaş Devlet karayolu üzerinde olması nedeniyle kısa zamanda hızlı bir şekilde gelişmiş, 1956 yılında bucak merkezi haline getirilmiş, aynı yıl merkezde belediye teşkilatı kurulmuştur.


Nüfusu hızla artan Sincan bucağı 30 Kasım 1983 tarihinde çıkartılan 2963 sayılı kanunla ilçe haline getirilmiş, daha sonra da 8 Mart 1988 tarih ve 88/12721 sayılı bakanlar kurulu kararıyla Büyükşehir Belediye sınırları içerisine alınmıştır.


Ankara Sanayi ve Ticaret Odası tarafından kurulmuş olan Organize Sanayi Bölgesi Sincan’ da bulunmaktadır. Sincan, İpek Yoluna yakın oluşundan ötürü tarihi çağlarda önem kazanmış, Asya’da da aynı ismi taşıyan bazı yerleşim alanları bulunmaktadır. Etimolojik olarak bakıldığında da Sincan Şen, Canlı İnsanların Yurdu anlamına gelmektedir.